OSMANLI DÜNYASI, 26.08.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Edebiyat tarihi ve hal tercümeleri alanındaki çalışmaları ile tanınan yazar, eğitimci, gazeteci ve hattat Faik Reşad´ın bu eserinde divan edebiyatının meşhur isimleri ile Tanzimat sonrası ve yenileşme devri Türk edip ve yazarlarından seçilmiş nesir örnekleri bir araya getirilmiştir.
Tanzimat´tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı Şemseddin Sami, roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş bir isimdir.
Arap edebiyatına dair çalışmalarıyla tanınan Cizvit papazı Luvis Şeyho´nun bu eseri, Arap edebiyatçılara ait edebi parçalar içeren bir antolojidir. Harekelemeyi tefsir ve şerh yapmakla eşdeğer gören müellif, tüm eserleri gibi bu eserini de tam harekeli şekilde hazırlamıştır.
Mâturidiye akadine dair manzum olarak kaleme alınan Kaside-i Emâlî adlı risaleye Mekteb-i İdadi-i Mülkiye müdürü Mehmed Şükrü Efendi tarafından yapılan bu tercümede beyitlerin, önce tüm kelimelerinin açıklamasına yer verilmiş, ardından geniş açıklamaları yapılmıştır.
Mevlânâ Celâleddin Rumî´nin tasavvuf anlayışını içeren ve İslam kültürünün önemli eserlerinden biri olan Mesnevi´ye, Celvetî şeyhi, müfessir ve şair İsmail Hakkı Bursevî tarafından yapılan şerh, eserin ilk 738 beytinin şerhidir.
Alim ve sufi Sarı Abdullah Efendi´nin, Mevlânâ Celâleddin Rumî´nin tasavvuf anlayışını içeren ve İslam kültürünün önemli eserlerinden biri olan Mesnevî´nin 1. cildini şerh edip IV. Murad´a sunduğu bu eseri, kendisinin "Mesnevî şârihi" olarak anılmasını sağlamıştır. Mesnevî´nin bir cildi üzerine yazılmış en geniş şerh olma özelliğini taşıyan eserde, tasavvufun hemen bütün konuları derinlemesine ele alınmıştır.
Milli kültürümüzde büyük insanların biyografilerinin azlığından yakınarak ünlü mutasavvıflara dair eserler kaleme almış olan son devir düşünür, yazar ve idarecilerinden Mehmed Ali Ayni, bu eserini Carra de Vaux´nun "Gazali" adlı eserini örnek alarak yazmıştır.
Gazeteci, edebiyat ve siyaset adamı Ali Kemal, "İkdam´ın Paris Muhabiri" adıyla İkdam gazetesine gönderdiği yazılarla Türk okura Batı dünyasını, oradaki sanat ve edebiyat anlayışı ile faaliyetlerini tanıtmaya çalışmıştır. Yazarın amelî ve nazarî ahlak olmak üzere iki ana bölümden meydana gelen bu eseri ise dinî kaynaklara, özellikle de konu ile ilgili ayet ve hadislere dayanarak hazırlanmıştır.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Osmanlı matematik ve astronomi alimi olup Türkiye'de bilim tarihi yazıcılığının babası sayılan Salih Zeki'nin oğlu Ahmed Malik, bütün çabasını jeolojinin gelişmesine, yeni laboratuvar ve kürsülerin oluşmasına, Maden Fakültesi'nin kurulmasına hasretmiş bir bilim adamıdır.
Osmanlı Devleti´nde merkezî yönetimin, bakanlıkların, askerî kurumların, vilayetlerin ve bazı özel kurum ve kişilerin senelik olarak ve çeşitli konularda bilgilendirme amaçlı yayınladıkları yıllıkların genel adıdır.
Döneminin önde gelen asker ve fikir adamı olarak birçok esere imza atan Osmanlı kumandanı Süleyman Hüsnü Paşa´ya yöneltilen suçlamaları ve yargılanmasını anlatan bu eserin ilk baskısı, babasının evrakından derlenmiş olarak biyografisini de içermek üzere oğlu Mehmed Sami tarafından 1912´de yapılmıştır.
Çeşitli illerde mutasarrıflık ve valilik yapan Mehmed Ali Ayni, başarılı memuriyet hayatı yanında, yazdığı ve tercüme ettiği kitaplar, açtırdığı okullarla ilim ve kültürün ülkenin en uzak köşelerine kadar yayılmasında da katkı sahibidir.
Servet-i Fünun dönemi şiir ve nesir yazarı Cenab Şahabeddin´in, Tasvir-i Efkâr gazetesi adına Avrupa´ya yaptığı iki seyahatin izlenimlerinin anlatıldığı eserde; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çekoslovakya, Almanya ve Avusturya hakkında, içinde bulundukları I. Dünya Savaşı çerçevesinde, yazarın gözlemleriyle verilmiş bilgiler mevcuttur.
Son devir Osmanlı siyaset ve fikir adamlarından M. Sabahaddin, Sultan Abdülmecid´in kızı olan annesinden ötürü yerli kaynaklarda "Sultanzâde", Batı kaynaklarında ise "Prens" olarak anılmaktadır. Yazılarında Edmond Demolins´in etkisi altında geliştirdiği liberal (teşebbüs-i şahsi) ve adem-i merkeziyetçi görüşleri savunan Prens Sabahaddin, Balkan Savaşı sırasında Sultan Reşad´a hitaben yazdığı bir makalede düşmanın dışarıda değil, toplumsal yapımızda olduğunu vurgulayarak tembelliğin ve merkeziyetçi yönetimin Osmanlı Devleti´ni yok edeceğini dile getirmiştir.
"İslamiyet ve Türklük- Türklük, Medrese, İttihad-ı İslam´a Doğru- Türklük ve Osmanlılık- Milli Türk Terbiyesi- Tekemmülat-ı Uzviyye ve Bedeniyyemiz- Mekteblerde Fikir- Ziraat ve Ticaret- Ziraat Terbiyesi- Mekteb Programları"
Henry Bergson üzerine eserleriyle tanınan psikolog ve felsefeci Mustafa Şekip Tunç, radikal Batıcılıkla radikal Doğuculuğu, zekâya aşırı güvenle sadece kalbe güvenmeyi, materyalist inançlarla aşırı mistisizmi aynı ölçüde hatalı görmüş; gelenek ve modernleşmenin uzlaştırılması gerektiğini ve modernleşmenin ancak geleneğin yeni terkiplere kavuşturulmasıyla mümkün olabileceğini ileri süren muhafazakâr modernleşme yaklaşımını benimsemiştir.
"Lamarck nazariyesinin esasından, uyum kanunlarından, muhitin tesirinden, dönüşüm sebeblerinden, kendi kendine oluşumdan bahsetmektedir. Aynı zamanda Lamarck´ın tabii ilimler ve umumi hayattaki bakış açısı derli toplu bir şekilde gösterilmiştir."
"Felsefe-i mâ ba´de´t-tabia [metafizik] konuları" *II. Meşrutiyet döneminin önde gelen fikir adamlarından olup çeşitli alanlarda eserler veren Şehbenderzâde Ahmed Hilmi´nin kaleme aldığı7 eser, modern inkârcılığa cevap olarak yazılmıştır.