OSMANLI DÜNYASI, 23.12.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
"Bu eser; ahlak-ı İslamiyyenin küçük mikyasda bir ayine-i tecellisidir. Mekteblerde tedris edilen ´ahlak-ı felsefiyye´ mebahisiyle mütenazır olarak tertib edilmişdir. Bu eserde İslamiyete müstenid ahlakın cazibesi, ruhlar üzerindeki hüsn-i tesiri mümkün mertebe gösterilmiş, felsefi ahlakın en güzel düsturlarını daha mükemmel bir tarzda ihtiva etdiği bilmukayese isbata çalışılmışdır." *Kapağı yıpranmış haldedir.
İlk resmî Osmanlı vakanüvisi ve tarihçisi olan Naima tarafından kaleme alınan ve olayları kronolojik bir sıra içerisinde nakleden eser, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çok faydalanılan bir eser olmuştur.
Tanzimat devrinin önde gelen ismi Cevdet Paşa, büyük bir devlet adamı olduğu kadar tarihçi, hukukçu, eğitimci ve sosyologdur. Gelenekçi Türk-İslam Doğu kültürü ile yenilikçi Batı arasında bir senteze varmaya çalışan, Avrupa kanun ve kurumlarının olduğu gibi alınmasına karşı çıkarak Türk-İslam hukuk tarihi açısından öncü niteliğindeki Mecelle´nin hazırlanmasında en önemli rolü oynayan Ahmed Cevdet Paşa, klasik Osmanlı tarihçiliğine de yeni bir bakış açısı getirmiştir. Paşa´nın hayatının sonlarına doğru yazdığı bu eser; Hz. Âdem´den Hz. Muhammed´e kadar olan peygamberlerin kıssalarından, İslam dininin ortaya çıkışından, Dört Halife dönemi ile Emevi ve Abbasi hilafetlerinden, Türk-İslam devletlerinden ve 1439 yılına kadarki Osmanlı devirlerinden bahseder.
"Tarihi sevdiren adam" olarak tanınan Ahmed Refik, tarih yazımına katkıda bulunan pek çok esere imza atmış, ilgili çalışmalarından dolayı İsveç hükümeti ve Bulgar İlimler Akademisi tarafından nişan ve madalya ile taltif edilmiştir. Kendisi eski tarihçiliğin son, modern tarihçiliğin ilk ve popüler tarihçiliğin en iyi temsilcisi sayılmaktadır.
Cilt sırtı kısmen yıpranmıştır.
Tanzimat´tan sonraki Türk fikir hayatının ve Jön Türklerin önde gelen isimlerinden fikir adamı, gazeteci ve yazar Mizancı Murad, gerek Mekteb-i Mülkiye´deki hocalığı gerekse memleketi Dağıstan´a yaptığı ziyaretin dönüşünde çıkardığı ve II. Abdülhamid´in önce teveccühüne, ardından sansürüne mazhar olan "Mizan" gazetesindeki yazılarıyla özgürlük ve meşrutiyet arayışındaki genç nesle öncülük etmiş ve tarih bilinci kazandırmıştır. Devletin resmî ideolojisinin Osmanlılık, kültürel ideolojisinin de İslam birliği olması gerektiğini savunan Mizancı Murad´ın tarihçiliği, ilmî olmaktan ziyade ideolojiktir.
6. cildi sondan eksiktir (352. sayfadan sonrası yoktur). Sayfa numaralandırmasında hata bulunan ve ayrık sayfaları mevcuttur. Bazı ciltlerin sırtı yıpranmış haldedir.
"Târîh-i Osmânîde Siyaset ve Medeniyet İtibarıyla Hikmet-i Asliyye Taharrîsine [Arayışı] Teşebbüs"
Tanzimat´tan sonraki Türk fikir hayatının ve Jön Türklerin önde gelen isimlerinden fikir adamı, gazeteci ve yazar Mizancı Murad, gerek Mekteb-i Mülkiye´deki hocalığı gerekse memleketi Dağıstan´a yaptığı ziyaretin dönüşünde çıkardığı ve II. Abdülhamid´in önce teveccühüne, ardından sansürüne mazhar olan "Mizan" gazetesindeki yazılarıyla özgürlük ve meşrutiyet arayışındaki genç nesle öncülük etmiş ve tarih bilinci kazandırmıştır. Devletin resmî ideolojisinin Osmanlılık, kültürel ideolojisinin de İslam birliği olması gerektiğini savunan Mizancı Murad´ın tarihçiliği, ilmî olmaktan ziyade ideolojiktir.
Tanzimat devrinin önde gelen ismi Cevdet Paşa, büyük bir devlet adamı olduğu kadar tarihçi, hukukçu, eğitimci ve sosyologdur. Gelenekçi Türk-İslam Doğu kültürü ile yenilikçi Batı arasında bir senteze varmaya çalışan, Avrupa kanun ve kurumlarının olduğu gibi alınmasına karşı çıkarak Türk-İslam hukuk tarihi açısından öncü niteliğindeki Mecelle´nin hazırlanmasında en önemli rolü oynayan Ahmed Cevdet Paşa, klasik Osmanlı tarihçiliğine de yeni bir bakış açısı getirmiştir. Tarihini yazarken kaynak eserleri ve diğer malzemeleri topladıktan sonra titiz bir değerlendirmeye tâbi tutan Paşa, yeri geldiğinde eski tarihleri de ciddi bir şekilde eleştirmiş, ayrıca olayları aktarmakla kalmayıp aralarındaki sebep-sonuç ilişkisini de ortaya koymaya çalışmıştır.
Cildinde ve cilde yakın birkaç sayfada kurt yeniği mevcuttur.
Yusuf Hemedani ile Ubeydullah Ahrar arasındaki dönemde yaşamış olan hacegân ve Nakşibendî şeyhlerinin sözlerini ve menkıbelerini içeren Farsça eser Reşehât´ın önsözünde yazar, şeyhi Ubeydullah Ahrar´ın sohbetlerine katılarak duyduklarını not ettiğini, bu bilgileri Nakşibendiyye´ye mensup diğer şeyhlerden duyduğu ve güvenilir eserlerden derlediği bilgilerle beraber kitap haline getirdiğini belirtmiştir.
Mevlânâ Celâleddin Rumî´nin tasavvuf anlayışını içeren ve İslam kültürünün önemli eserlerinden biri olan Mesnevi´ye Abidin Paşa tarafından yapılan bu şerh, son dönemdeki meşhur Türkçe şerhlerdendir. Paşa´ya şöhret kazandıran ve her şeyden ziyade bu eseriyle tanınmasını sağlayan çalışma, Mesnevî´nin 1. cildinin şerhi olup toplamda 6 ciltten oluşur ve daha çok Sarı Abdullah Efendi, Bursevî ve Ankaravî şerhlerine dayanır.
Sırtı kısmen ayrıktır.
Ünlü hadis alimi Buhari tarafından kaleme alınan ve 600 bin kadar hadis arasından seçilerek yıllar içinde meydana getirilen Sahîh-i Buhârî, Kur´ân-ı Kerîm´den sonra en güvenilir kitap kabul edilmiş ve İslam dünyasında üzerine yüzlerce inceleme ve şerh yazılmıştır.
Eser, Meşrutiyet yanlısı ve ilerici alim tipinin bir temsilcisi olarak görülen Osmanlı şeyhülislamı Musa Kâzım´ın, Ahmed Midhat Efendi´ye verdiği tefsir derslerinin Ahmed Midhat Efendi tarafından kaleme alınmasıyla meydana gelmiştir.
Halvetiyye´nin Mısriyye kolunun kurucusu mutasavvıf şair Niyazi Mısrî, vaazlarında söylediklerinden ötürü mahkûm edildiği uzun bir sürgünlük hayatından sonra Bursa´ya dönmüş, ertesi yıl Avusturya seferine katılmak üzere müridleriyle hazırlıklara başlamıştır. Ancak sözlerinin halk ve ordu üzerinde etkili olup büyük bir fitne kopacağı ileri sürülerek sadrazam tarafından engellenen şair, Limni´ye sürgün edilmiş ve orada vefat etmiştir. Şiirleri bütün tarikat çevrelerinin beğenisini kazanan Niyazi Mısrî´nin bu divanı, zamanla dervişlerin el kitabı haline gelmiştir.
Ciltsizdir.
Cahiliye döneminin tanınmış şairlerinden Ka´b b. Züheyr´in, Hz. Peygamber´e sunduğu ve karşılığında kendisine Peygamberin hırkası [Ar. bürde] verildiği için Kaside-i Bürde ya da başlangıç ifadesine göre Bânet Süâd adını alan bu şiiri, yazıldığı zamandan günümüze kadar İslam edebiyatında önemli bir yer işgal etmiştir. Eserin üzerine yazılan şerh ve nazîrelerden en meşhuru Muhammed Said el-Bûsirî´ye ait olandır. İslam dünyasında Bûsirî´nin Hz. Peygamber için yazdığı bu ünlü kaside kadar şöhret kazanan, üzerine şerh ve haşiye yazılan bir başka kaside olmamıştır. İslam ülkelerinin konuştuğu hemen bütün dillere nazım ve nesir olarak tercüme edilen kaside Grekçe, Latince, İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Almancanın yanı sıra Afrika ve Güney Asya´daki yerel dillere de çevrilmiştir.
Sırtı bantla yapıştırılmıştır. Sayfa kenarlarına notlar alınmıştır.
Yazıldığı tarihten bu yana büyük ilgi gören Sadi Şirazî´nin ünlü Farsça eseri Gülistan, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlaki ve edebî sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir.
İki sayfasında numaralandırma hatası mevcuttur. Bazı sayfa kenarlarına notlar alınmıştır.
MA´LÛMÂT-I ZİRÂİYYE, künye ve ilk sayfası eksik, 333 s.; İKTİTÂF, Mehmed Atâ, A. Asaduryan Şirket-i Mürettibiye Matbaası, İstanbul 1322,156 s.; KAVÂİD-İ OSMÂNİYYE, Ahmed Cevdet, Kasbar Matbaası, İstanbul 1324, 160 s., Fransızca LIVRE DE LECTURE ET DE LEÇONS DE CHOSES, N. Christophoridi, Karabet Matbaası, İstanbul 1907, 224 s. (2 bölümden oluşan eserin ilk bölümünün künye sayfası eksiktir), 13x18 cm
Bazı sayfaları üzerine notlar alınmıştır.
Kerbela olayının işlendiği mensur eser Hadikatu´s-Suada, Fuzuli´nin en hacimli eseri olup Fuzuli´nin inancına ve milliyetine dair bilgiler de içermektedir.
Türkiye İş Bankası yazılı ciltle ciltlenmiştir.