SAHAFİYE, 22.10.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı.1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı.1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü.
11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı.1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı.1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü.
Hilmi Yavuz, 1936'da İstanbul'da doğdu. Günümüz şair ve yazarlarındandır. İstanbul'da Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. Şiire başlayışı lise sıralarında Dönüm dergisindedir. Bir süre gazetecilik yaptı, İngiltere'de B.B.C. Radyosu'nda çalıştığı yıllarda Londra Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde yükseköğrenimini tamamladı. Dönüşünde Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Ortam gazetelerine eleştiriler, incelemeler yazdı. Mimar Sinan ve Boğaziçi Üniversitelerinde uygarlık tarihi ve felsefe okuttu. Şimdi Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyesi.
Hikaye ve roman yazarı Yusuf Ziya Atılgan, İlk ve orta öğrenimini Hacırahmanlı köyü ve Manisa’da yaptı. Parasız yatılı olarak Balıkesir Lisesini [1939], ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi [1944]. Bitirme tezi: “Tokatlı Kâni, Sanat, Şahsiyet ve Psikoloji”. Akşehir’de Maltepe Askeri Lisesinde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptı.. 1945’te, fakülte yıllarında bazı öğrenci hareketlerine katıldığı iddiasıyla yargılandı, altı ay Sansaryan Hanı’nda (2. Şube), dört ay da Tophane Cezaevinde hapis yattı. Cezaevinden çıkınca (1946) Manisa’nın Hacırahmanlı köyünde uzun süre çiftçilik yaptı. Burada evlendi. Hacırahmanlı Spor Kulübünün kurucularından oldu. 1976 yılında İstanbul’a yerleşti, önce Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik yaptı, kısa bir süre de Can Yayınlarında redaktör olarak çalıştı. Yazmaya 1952 yılında başladı. 1955 yılında “Evdeki” adlı hikâyesiyle Tercüman gazetesinin yarışmasında birinci, yarışmaya başka bir imzayla katılan “Kümesin Ötesi” adlı hikâyesiyle dokuzuncu oldu. “Ölü Su” adlı şiiri Yazı dergisinde, “Ayrılık” adlı şiiri Milliyet Sanat’ta, Kierkegaard’dan çevirdiği bazı pasajlar Değişim dergisinde [1961-62] yayımlandı. Hikâyelerinde köy ve kasaba insanlarını anlattı. Yazarlığını da uzun süre köyünde sürdürdü. Aylak Adam adlı romanı ile adını duyurdu.
İthaf "Fethi Naci'ye sevgiyle" şeklindedir. Fethi Naci 1927'de Giresun'da doğdu. Erzurum Lisesi'ni, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. 1950'lerde başlayan edebiyat eleştirmenliği uğraşısı yıllar içinde roman alanında yoğunlaştı. Türk romanı üstüne çalışmalarıyla bu alanın düşünceleri en çok merak edilen eleştirmeni oldu. Yayınevimizce yayımlanan Dönüp Baktığımda adlı anılar kitabında ise, yaşamını, içine dünyayı, ülkesini ve insanlarını sığdırabildiği etkileyici bir anlatımla çizdi.
İthaf "Sayın Rauf Mutluay'a sevgiyle Onat Kutlu 9.2.1977" şeklindedir. Onat Kutlar, Babası Ali Rıza Bey'in hakim olarak görevli bulunduğu Alanya'da doğdu. Ailesi, babasının görevinden isitfa etmesiyle Gaziantep'e döndü. Kutlar, ilk ve orta öğrenimini Gaziantep'te tamamladı. 1953'te okumaya hak kazandığı Güzel Sanatlar Akademisi mimarlık bölümündeki öğrenimine devam etmedi. Hemen arkasından başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini de tamamlamadı. Hukuk fakültesinde okuduğu yıllardan başlayarak Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Ülkü Tamer, Konur Ertop, Doğan Hızlan, Engin Ertem, Önay Sözer gibi isimlerle üniversite yıllarında 1961'de felsefe öğrenimi görmek üzere Paris'e gitti. Paris'te sinema ile ilgilenmeye başladı. Türkiye'de üniversite yıllarında olduğu gibi Paris'te bulunduğu yıllarda da entelektüel bir çevreye sahipti. Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Selim Turan, Mübin Orhon gibi Türk sanatçılarla birarada oldu. Sinemaya duyduğu ilgi ile Henri Langlois'nin yöneticiliğini yürüttüğü Fransız Sinematek Derneği'ne kaydoldu. Onat Kutlar, ilk şiir ve hikâyelerini ilkokul yıllarında yazmaya başladı. İlk şiiri 1950’de Küçük Dergi’de, ilk öyküsü “Volan Kayışı” da Seçilmiş Hikâyeler dergisinde 1955’te yayımlandı. İlkokul yıllarından başlayarak konuşma, okuma ve yazma konusunda çok başarı olan Kutlar, öğretmenlerinin dikkatini çeken bir öğrenci oldu. Dergilerde yayımlanan eserlerinin ardından basılan ilk öykü kitabı 1959'da yayımlanan İshak ismini taşır. Dokuz hikayeden oluşan eser modern Türk öykücülüğü için önemli bir aşamayı gösterir. Demir Özlü, Ferit Edgü, Adnan Özyalçıner, Ergin Ertem, Tarık Dursun K., Muzaffer Buyrukçu, Muzaffer Erdost, Erdal Öz, Orhan Duru, Leyla Erbil, Bilge Karasu, Yusuf Atılgan ve Doğan Hızlan gibi isimlerle birlikte 1950 Kuşağı öykücüleri arasında yer alan Kutlar, kaleme aldığı öyküler ile bu kuşağın yazarlarını da etkiler. İshak, aynı zamanda büyülü gerçekçiliğin edebiyattaki yansımasının görüldüğü ilk eserlerden biri olarak kabul edilir. Onun etkilendiği yazarlar arasında Camus, Dostoyevski, Sartre ve Kafka yer almaktadır.
İthaf "Sevgili İsmail Kemaloğlu için iyi dileklerle 2.XVI.1983" şeklindedir. Gülten Akın, 1955’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1956’da Yaşar Cankoçak’la evlendi. Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. 1980 sonrası İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi demokratik kitle örgütlerinde kurucu ve yönetici olarak çalıştı. Şiirleri İngilizce, Almanca, Flamanca, Danca, İtalyanca, Bulgarca, Arapça, Lehçe, İspanyolca ve İbraniceye çevrildi, çeşitli akademik çalışmalara konu oldu. Kırkı aşkın şiiri bestelendi. Kimi kısa oyunları yurtiçinde ve yurtdışında sahneye kondu. Şiir kitaplarıyla pek çok edebiyat ödülü aldı. 2004 TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçildi. 2006 Yunus Emre Şiir Ödülü’nü, 2008 Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü, 2008 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Hizmet Ödülü ve 2014 Metin Altıok Şiir Ödülü’nü aldı
İthaf "29.11.1983 Gülten ve Kani için" şeklindedir. 1952'de İstanbul'da doğan Nobel Ödüllü Romancı Orhan Pamuk
2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak, bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur.
1867 yılında İstanbul’da doğan Hüseyin Rahmi, Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve İdadisinde tahsil gördü. 1878 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye girdi. Hastalık nedeniyle ikinci sınıftayken okulu bırakmak zorunda kaldı. Adliye Nezareti Ceza Kalemi’nde memur, Ticaret Mahkemesi’nde Azâ Mülazımı olarak görev yaptı. 1887 yılında Ahmed Mithad Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başladı. İlk romanı Şık'da batı’yı taklit etme uğruna gülünç duruma düşen insanları anlattı. Fransızca'dan çeviriler yaptı. Mürebbiye ile Metres isimli eseri ile ün yaptı. 8 Mart 1944 yılında vefat etmiştir.
Tahir Olgun'un babası Hacı Mustafa Saffet Bey İstanbulludur. Annesi Emine Emsal Hanım Kafkasyalıdır. Asıl adı Mehmed Tahir'dir. Divançe-i Tahir, Amuzgâr-i Farisi, Dest-aviz-i Fârsî-Hanan isimli kitapları ve ilk şiirlerinde Mehmed Tâhir ismini kullanmış, daha sonra Mevlevî tarikatına intisâb etmesi ile birlikte yazı ve şiirlerinde "Tâhirü'l-Mevlevî" ismini kullanmaya başlamış ve bundan sonra bu şekilde anılmıştır. İlköğrenimini Hekimbaşı Ömer Efendi Mekteb-i ibtidâîsi’nde yapar. Gülhâne Askerî Rüştiyesi ve Menşe-i Küttâb-ı Askerîye'de okur. 1892 yılının Haziran ayında on beş yaşında iken Bâb-ı Seraskerî Piyâde Dâiresi’ne tâyin edilir. Fâtih Camii baş imamı Filibeli Mehmed Râsim Efendi ve Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Mehmed Es'ad Dede'nin derslerine devam eder ve Es’ad Dede'den Mesnevî icâzetnâmesi alır. Mevlânâ'ya ve Mevlevîliğe alâka duyması sonucunda Şeyh Mehmed Celâleddin Efendi'den sikke giyer ve 1894 tarihinde Mevlevî tarikatı sâlikleri arasında yerini alır. Dört yıl Nâzime Sultan’ın yalısında vekilharçlık vazifesinde bulunur. Mizacına uygun görmediği için buradan da ayrılır. 1 Şubat 1904’te Orman ve Maâdin Nezareti'nde açılan bir imtihanı kazanarak defter-i kebîr kalemine kâtip tayin edilir. Yine aynı yıl Burhân-ı Terakkî ve Rehnümâ-yı Füyûzât adlı özel okullarda Farsça ve İslâm tarihi dersleri vermeye başladı. Meşrutiyetin ilânından sonra Rehber-i Vatan gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Nekregû dergisinde “Tâhir Safvet” imzasıyla mizahî yazılar yazar. Derginin kapanmasından sonra çıkan Nekregû ile Pişekâr’da yazmaya devam etti. Bir ara İttihat ve Terakki’ye girmişse de, daha sonra istifa etti. Beyânü’l-Hak, Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlü’r-Reşâd’ta sürekli yazar. 14 Aralık 1909’da Dârü’ş-Şafakati’l–İslâmiyye’nin edebiyat ve kompozisyon öğretmenliğine tayin edilir. Burada 35 yıl öğretmenlik yapar. 1920’de Mahfil dergisini çıkarır. 20 Ağustos 1923-7 Aralık 1025 tarihleri arasında Fatih Camii’nde mesnevî dersleri verir. 1924’te İmam Hatip Mektebi’ne öğretmen olur. 1929’da Maltepe Askerî Lisesi edebiyat öğretmenliğine ve bu vazifede gösterdiği liyâkat dolayısıyla bir sene sonra, Ağustos 1931’de terfien Kuleli Askerî Lisesine naklolunur ve 10 yıl kadar orada görev yapar.
İthaf "Sait'e kıymetli bir talabeme Reşad Ekrem" şeklindedir. Reşad Ekrem Koçu, Türk tarihçi ve yazar. Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi İle tanınmaktadır.
Saadettin Nüzhet Ergun 1901 senesinde Bursa'da doğdu. Sırasıyla Üsküdar İttihat ve Terakki Mektebi, Üsküdar Sultanisini ve İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi'nde tahsil gördü. 1921'de Meşihat Dairesince imtihan edilerek Hallaç Baba Sadi Dergahı Şeyhliğine tayin edildi. Dergahlar kapanıncaya kadar bu göreve devam etti. Dergahlar kapatıldıktan sonra Ankara, Konya ve İstanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptı. 1943'te Bayezid Devlet Kütüphanesi Müdürlüğüne tayin edildi. 25 Nisan 1946'da vefat etmiştir.
Şair ve yazar Ahmet Haşim Bağdat'da 1884 tarihinde doğdu. Eski ve saygın bir aile olan Alûsizâde'lere mensuptur. Sanat hayatı Galatasaray'da öğrenci iken başlamıştır. Burada şiir zevkini geliştiren ilk tesir, edebiyat öğretmeni Ahmet Hikmet'ten gelir. Ahmet Haşim'in nesri şiirinden çok farklı bir karakter gösterir. Şiirindeki müphemiyete, vuzuhsuzluğa, aşırı santimantalizme mukabil, nesirde açık, berrak, nisbeten sade ve bazen nüktedan, hattâ müstehzî bir ifâdesi ve üslûbu vardır. 4 Haziran 1933'de İstanbul'da vefat etmiştir.