SAHAFİYE, 22.10.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Hamamizade İhsan Bey, 4 Şubat 1885'te Trabzon'da dünyaya gelmiştir.Babası Hamamizade Hafız Ahmet Efendi, annesi Rizeli Çelebizâde Salih Ağa'nın kızı Nafia Hanım'dır. Trabzon İdadisi mezunudur. Bir dönem Trabzon'daki okullarda öğretmenlik yapan İhsan Bey; daha sonra İstanbul'a taşınmıştır. Burada çeşitli gazetelerde yazılar yazmış ve edebiyat, İslam tarihi, Türkçe vb. alanlarda öğretmenlik yapmıştır. Soyadı kanunundan sonra Hamamoğlu soyadını almıştır. 11 Mayıs 1948 tarihinde de İstanbul'da ölmüştür. Mezarı, İstanbul Edirnekapı Şehitliği'ndedir.
Türkiye'de çok sesli müziğin öncülerinden olan Besteci, Piyanist ve Orkestra Şefi Cemal Reşit Rey, 25 Eylül 1904 tarihinde doğmuştur. Türk Beşleri olarak anılan bir grubun üyesidir. 1982 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı alan besteci, 7 Ekim 1985 tarihinde vefat etmiştir.
Türkiye'deki çok sesli müziğin öncülerinden olan Besteci, Piyanist, Orkestra Şefi Cemal Reşit Rey 25 Eylül 1904 tarihinde doğmuştur. Türk Beşleri olarak anılan bir grubun üyesidir. 1982 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı alan besteci, 7 Ekim 1985 tarihinde vefat etmiştir.
Türk şair ve yazar olan Özel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt olduğu 1962 yılından itibaren ilk şiirlerini de yayımlamaya başladı. Bu dönemde şairin ikisi Yelken dergisinde ikisi de Dost dergisinde olmak üzere dört şiiri yayımlandı. Edebiyat ortamında da yavaş yavaş tanınmaya başlayan Özel, Edip Cansever, Turgut Uyar gibi II. Yeni şairleriyle tanışıp mektuplaşmaya başladı. Bu ortamda, “kendi olanı” yine kendinden hareketle ortaya koyan şair, bu dönemdeki kimi şiirlerinde, II. Yeni şiirinin biçimsel özelliklerine de yaklaştı. Ancak bir “ergen” olarak hayat karşısında yaşadığı deneyimleri, gerek çocukluğundan gerekse tavrından hareketle oluşturup özgün imgelerle parlatarak meydana getirdiği şiirlerinde, içerik ve şiirsel kurgu itibariyle II. Yeni şiirinden ve şairlerinden ayrıldı. 1964 yılından itibaren kaleme aldığı ve daha sonra Şiir Okuma Kılavuzu’nda yer alacak poetik metinlerle kendi şiir poetikasını da oluşturmaya çalışan İsmet Özel, şiirin özüne ve estetiğine uygun olarak bireysel odaklı şiirler kaleme almıştır. Bu noktada en önemli dayanağı, zihinsel işleyişi tamamen serbest bırakıp ortaya çıkan her ne ise onu, sonradan bilinçli bir düzene sokarak şiirin sınırlarına dâhil etmekti. Şairin ilk şiirleriyle edebiyat ortamında çarpıcı bir biçimde yer bulması da söz konusu olan bu dayanaktan hareket ederek “şair oluş ile insan oluş” arasındaki boşluğu yaratıcı söyleyişle dolduruyor olmasıyla mümkün oldu. Böylelikle Özel, 1965 yılının ortalarına kadar Türk Dili, Şiir Sanatı, Dönem, Dost, Evrim, Yapraklar, Mülkiye ve DevinimLX gibi dergilerde yayımladığı yirmi şiirinden on sekizini, Mart 1966 yılında Geceleyin Bir Koşu adıyla kitaplaştırdı. Bu anlamda şiirinin evrenini de giderek genişleten Özel, belli başlı izleklerine de anlam dünyasında açılım meydana getirdi ve Şiir Sanatı, Papirüs, Yeni Dergi ve Halkın Dostları gibi dergilerde yayımlanan on dört şiirini 1969 yılında Evet, İsyan adıyla kitaplaştırdı. Sözü edilen bu açılım şimdilik, Geceleyin Bir Koşu’'daki kimi şiirlerin yazılması için “itici güç” görevi gören “yıkıcılığın” şairin bedeninden, toplumu kendi güdümüne çekmeye çalışan değerlere yönelmesiyle derinlik kazandı.
1969 yılında büyük yankılar uyandıran Evet, İsyan adlı ikinci şiir kitabını çıkardı. İkinci Yeni etkisinin hissedildiği ilk şiirlerini Geceleyin Bir Koşu’da toplayan İsmet Özel, bu kitabıyla, modern şiirimizin İkinci Yeniyle kazandığı aşamayı özümsediğini gösterdi. İkinci kitabı Evet, İsyan’da şiirini bir ana fikre dayandırmaya, bir dünya görüşüyle buluşturmaya, yaşanan hayat ve yaşayan insanı merkeze alarak kurmaya ayrı bir önem atfetti. İmge yoğunluğunun öne çıktığı şiirlerini, şiirin yapısını zedelemeden insan ve hayatla buluşturmada gösterdiği başarı, modern şiirimizin İkinci Yeniyle elde ettiği kazanımlara yeni bir açılım getirdi. Evet, İsyan’ın gördüğü büyük ilgi bu açılımın beklendiğinin, bağlantının doğru kurulduğunun bir başka kanıtıydı.
İsmet Özel’i, ikinci kitabı Evet, İsyan’a ve oradan Halkın Dostları’na ulaştıran süreç, 1965 yılında Şiir Sanatı dergisinde yayımlanan “Partizan” şiiriyle başlatılabilir. “Partizan”la başlayan süreç, aynı yıl yayımlanan “Çağdaş Bir Ürperti”, “Bir Devrimcinin Armonikası”, “Sevgilime Bir Kefen” şiirleriyle güçlenmiş, 1966 yılında Cemal Süreya’nın dergisi Papirüs’te yayımlanan “Kan Kalesi” ve “Evet, İsyan” şiirleriyle iyice somutlaşmıştır. İlk kitabını 1966 yılında çıkarmasına karşılık, 1965’te yazdığı ve şiirini yeni bir aşamaya taşıdığının göstergesi sayılan bu şiirleri ilk kitabına almayışı, İsmet Özel’in kendi şiirine dair bilinçli bir istikamet fikrine sahip olduğunu göstermektedir.
İthaf "Bizim Fatoş'a Turgay'a İlhan Berk 72" şeklindedir. İlhan Berk, Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin uç beyi”, 1918’de Manisa’da doğdu. İlk şiirleri Manisa Halkevi dergisi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıktı. 1944 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Destansı yönünün ağır bastığı, adeta bir Türk Walt Whitman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu’nu (1955) yayımladı.
İlhan Berk, Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin uç beyi”, 1918’de Manisa’da doğdu. İlk şiirleri Manisa Halkevi dergisi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıktı. 1944 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Destansı yönünün ağır bastığı, adeta bir Türk Walt Whitman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu’nu (1955) yayımladı.
İlhan Berk, Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin uç beyi”, 1918’de Manisa’da doğdu. İlk şiirleri Manisa Halkevi dergisi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıktı. 1944 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Destansı yönünün ağır bastığı, adeta bir Türk Walt Whitman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu’nu (1955) yayımladı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca (1914 - 2008) Türk şair. Türkçeyi, "Türkçe benim ses bayrağım" diyerek önem gösteren Dağlarca Türk edebiyatının en velut yazarlarından biriydi. Bu kitabı 8 bölüme ayrılmış ve "Türk olmak", "Dışarıdan Gazel", "Kazmala", "Ağrı Dağı Bildirisi", "Almanyalarda Çöpçülerimiz", "İkili anlaşma anıtı", "Pir Sultan Abdal Günleri", "Horoz" başlıklarını taşımaktadır
Fazıl Hüsnü Dağlarca (1914 - 2008) Türk şair. Türkçeyi, "Türkçe benim ses bayrağım" diyerek önem gösteren Dağlarca Türk edebiyatının en velut yazarlarından biridir.
İthaf "Kardeşim Selim Amolak'a sevgiyle 24.12.1958 S K Aksal" şeklindedir. Sabahattin Kudret Aksal [1920-1993] yazar ve şair. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü bitirmiştir. İlk şiiri 1961'de Varlık dergisinde yayınlanmıştır. İlk dönemlerinde Garip akımı etkisinde şiirler yazarken daha sonra şiirlerinde İkinci Yeni tesiri görülmüştür.
Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1919’da doğdu. İlk şiiri 1937’de Gündüz dergisinde yayınlanmıştır. Günlüklerini 1950’de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970’den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti.1999’da vefat etmiştir.
Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1919’da doğdu. İlk şiiri 1937’de Gündüz dergisinde yayınlanmıştır. Günlüklerini 1950’de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970’den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti.1999’da vefat etmiştir.
Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1919’da doğdu. İlk şiiri 1937’de Gündüz dergisinde yayınlanmıştır. Günlüklerini 1950’de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970’den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti.1999’da vefat etmiştir.
Şiirimizin "modern ustalarından biri" olarak adlandırılan Ece Ayhan 1931'de Muğla'da doğdu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu.İlk şiiri 1954'te Türk Dili Dergisi'nde yayımlandı. Bu dönemde, kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de II. Yeni'nin içinde kendine farklı bir kanal açtı. 2002'de İzmir'de vefat etmiştir.
Şiirimizin "modern ustalarından biri" olarak adlandırılan Ece Ayhan 1931'de Muğla'da doğdu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu.İlk şiiri 1954'te Türk Dili Dergisi'nde yayımlandı. Bu dönemde, kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de II. Yeni'nin içinde kendine farklı bir kanal açtı. 2
İthaf "Genç ve Vefalı okuyucum Mehmet Ali Çerezci'ye 18/10/61" şeklindedir. Ümit Yaşar Oğuzcan (1926-1984) Türk şair. Ticaret okulunu bitirdikten sonra bankacılıkla uğraştı ancak edebiyatla bağını koparmadı ve 1960 yılında Ümit Yaşar Yayınları’nı kurdu. 1965 yılında Yeni Dergi adlı bir hiciv ve mizah dergisi çıkartan Ümit Yaşar Oğuzcan, çeşitli gazete ve dergilerde de yazılarını yayımlamaya devam etti. Oğuzcan’ın birçok şiiri Münir Nurettin Selçuk ve Timur Selçuk tarafından bestelendi. 1984 yılında aramızdan ayrılan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın eserleri ölümünden sonra Şiir Denizi 1-2, Taşlamalar Hicivler 1-2, Rubailer Dörtlükler, Anılar Düşünceler, Aşka Dair Nesirler adıyla yeniden hazırlanmıştır.
İthaf "Mehmet Çerezci'ye" şekllindedir. Ümit Yaşar Oğuzcan (1926-1984) Türk şair. Ticaret okulunu bitirdikten sonra bankacılıkla uğraştı ancak edebiyatla bağını koparmadı ve 1960 yılında Ümit Yaşar Yayınları’nı kurdu. 1965 yılında Yeni Dergi adlı bir hiciv ve mizah dergisi çıkartan Ümit Yaşar Oğuzcan, çeşitli gazete ve dergilerde de yazılarını yayımlamaya devam etti. Oğuzcan’ın birçok şiiri Münir Nurettin Selçuk ve Timur Selçuk tarafından bestelendi. 1984 yılında aramızdan ayrılan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın eserleri ölümünden sonra Şiir Denizi 1-2, Taşlamalar Hicivler 1-2, Rubailer Dörtlükler, Anılar Düşünceler, Aşka Dair Nesirler adıyla yeniden hazırlanmıştır.
Turgut Uyar 1927'de Ankara doğumlu. Bursa Askeri Lisesi'ni, Askeri Memurlar Okulu'nu bitirdi. Posof, Terme ve Ankara'da subay olarak, ordudan ayrılınca da sivil görevlerde çalıştı, emekliye ayrılıp İstanbul'a yerleşti. İlk şiiri Yedigün dergisinde çıkmıştı. Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında Arz-ı Hal şiiri ikincilik kazanınca Nurullah Ataç'ın güvendiği şairler arasına girdi. İlk dönem şiirlerinde kişisel yaşantılarının ve çevresinin izdüşümleri üzerinde durmuştu. Sonraları (1952) toplum ve törelerle çatışan bireyin sarsıntısı diyebileceğimiz şiirler yazdı. 1950 sonrası şiirimizin biçim ve öz bakımlarından yenileştirilmesiyle İkinci Yeni'nin ilk akla gelen şairlerinden; deneme ve yorumlarıyla da günümüz Türk şiirini anlayışla, yetkili değerlendiren yazarlarımızdan biri oldu.
Melih Cevdet Anday, 13 Mart 1915 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Çocukluk yılları Kadıköy’de geçen Anday, lise eğitimini ise Ankara’da tamamlamış ve burada Garip akımının bir diğer savunuları olan Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat gibi isimler ile tanışmıştır. Lise mezuniyetinin ardı sıra Hukuk eğitimi alan Melih Cevdet Anday, Devlet Demiryolları'ndaki görevinden ötürü eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. 1936’da Varlık Dergisinde Ukde adını verdiği şiirini yayımladı ve devamında Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde de aynı şiiri yayınlanmıştır. Anday, Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile birlikte Garip hareketini başlatan; akılcı, toplumsal çizgileri ele alarak eserlerini sunan, şiirlerinde duygudan ziyade aklın egemenliği referans edinen bir şairdir. Garip hareketine bağlı olarak verdiği eserlerde uyak ile ölçü kaygısı olmadan eser vermeye devam etmiş, duygu anlayışı ile diğer iki önemli garip akımı öncüsü olan Orhan Veli ve Oktay Rıfat’tan ayrılmıştır.
Melih Cevdet Anday, 13 Mart 1915 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Çocukluk yılları Kadıköy’de geçen Anday, lise eğitimini ise Ankara’da tamamlamış ve burada Garip akımının bir diğer savunuları olan Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat gibi isimler ile tanışmıştır. Lise mezuniyetinin ardı sıra Hukuk eğitimi alan Melih Cevdet Anday, Devlet Demiryolları'ndaki görevinden ötürü eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. 1936’da Varlık Dergisinde Ukde adını verdiği şiirini yayımladı ve devamında Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde de aynı şiiri yayınlanmıştır. Anday, Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile birlikte Garip hareketini başlatan; akılcı, toplumsal çizgileri ele alarak eserlerini sunan, şiirlerinde duygudan ziyade aklın egemenliği referans edinen bir şairdir. Garip hareketine bağlı olarak verdiği eserlerde uyak ile ölçü kaygısı olmadan eser vermeye devam etmiş, duygu anlayışı ile diğer iki önemli garip akımı öncüsü olan Orhan Veli ve Oktay Rıfat’tan ayrılmıştır.
Melih Cevdet Anday, 13 Mart 1915 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Çocukluk yılları Kadıköy’de geçen Anday, lise eğitimini ise Ankara’da tamamlamış ve burada Garip akımının bir diğer savunuları olan Orhan Veli Kanık ve Oktay Rıfat gibi isimler ile tanışmıştır. Lise mezuniyetinin ardı sıra Hukuk eğitimi alan Melih Cevdet Anday, Devlet Demiryolları'ndaki görevinden ötürü eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. 1936’da Varlık Dergisinde Ukde adını verdiği şiirini yayımladı ve devamında Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde de aynı şiiri yayınlanmıştır. Anday, Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile birlikte Garip hareketini başlatan; akılcı, toplumsal çizgileri ele alarak eserlerini sunan, şiirlerinde duygudan ziyade aklın egemenliği referans edinen bir şairdir. Garip hareketine bağlı olarak verdiği eserlerde uyak ile ölçü kaygısı olmadan eser vermeye devam etmiş, duygu anlayışı ile diğer iki önemli garip akımı öncüsü olan Orhan Veli ve Oktay Rıfat’tan ayrılmıştır.
Can Yücel (1926-1999) Türk şair, mütercim. Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve Oğlum, Rengâhenk, Maaile, Mekânım Datça Olsun yayınladığı bazı şiir kitaplarıdır.
Can Yücel (1926-1999) Türk şair, mütercim. Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve Oğlum, Rengâhenk, Maaile, Mekânım Datça Olsun yayınladığı bazı şiir kitaplarıdır.
İthaf "Özcan Yalın'a yalınlık ve yalnızlık olmasın diye" şeklindedir.Can Yücel (1926-1999) Türk şair, mütercim. Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve Oğlum, Rengâhenk, Maaile, Mekânım Datça Olsun yayınladığı bazı şiir kitaplarıdır.
İthaf "Sevgili Turgay'a sadece kitap adı olsa da keyiflendirici" şeklindedir. Fethi Naci 1927'de Giresun'da doğdu. Erzurum Lisesi'ni, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. 1950'lerde başlayan edebiyat eleştirmenliği uğraşısı yıllar içinde roman alanında yoğunlaştı. Türk romanı üstüne çalışmalarıyla bu alanın düşünceleri en çok merak edilen eleştirmeni oldu. Yayınevimizce yayımlanan Dönüp Baktığımda adlı anılar kitabında ise, yaşamını, içine dünyayı, ülkesini ve insanlarını sığdırabildiği etkileyici bir anlatımla çizdi.
Yaşar Kemal, Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.1952–2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede vefat etmiştir. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.
İthaf "Mengü arkadaşıma sevgi ve hayranlıkla Yaşar Kemal 31.8.1970 İstanbul" şeklindedir. Yaşar Kemal, Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.1952–2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede vefat etmiştir. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.
Yaşar Kemal, Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.1952–2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede vefat etmiştir. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.
Oktay Rifat, 10 Haziran 1914'de Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi olan şair ve dilbilimci Samih Rıfat, annesi Hasan Enver Paşa’nın kızı Münevver Hanım’dır. Pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşid Bey, hem Türk hem batı müziği konusunda donanımlı bestekardı; dedesi Albay Hasan Rıfat Bey şiir ilgilenirdi, amcası Ali Rıfat Bey değerli bir udî ve besteci, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey cumhuriyet devrinin ünlü asker ve siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressam, teyzesi Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet ünlü bir şairdir.
Oktay Rifat, 10 Haziran 1914'de Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi olan şair ve dilbilimci Samih Rıfat, annesi Hasan Enver Paşa’nın kızı Münevver Hanım’dır. Pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşid Bey, hem Türk hem batı müziği konusunda donanımlı bestekardı; dedesi Albay Hasan Rıfat Bey şiir ilgilenirdi, amcası Ali Rıfat Bey değerli bir udî ve besteci, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey cumhuriyet devrinin ünlü asker ve siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressam, teyzesi Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet ünlü bir şairdir.
Oktay Rifat, 10 Haziran 1914'de Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi olan şair ve dilbilimci Samih Rıfat, annesi Hasan Enver Paşa’nın kızı Münevver Hanım’dır. Pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşid Bey, hem Türk hem batı müziği konusunda donanımlı bestekardı; dedesi Albay Hasan Rıfat Bey şiir ilgilenirdi, amcası Ali Rıfat Bey değerli bir udî ve besteci, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey cumhuriyet devrinin ünlü asker ve siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressam, teyzesi Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet ünlü bir şairdir.
18 Kasım 1906'da Adapazarı'nda doğan yazarın gerçek ismi Mehmet Sait'tir. İlköğrenimine Adapazarı'nda başlayan Sait Faik, ortaöğrenimine İstanbul Erkek Lisesi ve Bursa Lisesi'nde devam etti. Edebiyat hayatına bu dönemde şiir ile atılmıştı. İlk öyküsü "İpek Mendil"i 1926 yılında yazdı. 1936'da ilk kitabı "Semaver" yayımlandı.1939 yılında babasının ölümü üzerine yazmayı bıraktı. Maddi güçlük çeken annesiyle birlikte Burgazada'daki evinde yaşamaya başladı. Türkiye'de siyasi rejimin yazarlara baskısının ağır olduğu bir dönemde, 1940 yılında "Şahmerdan" adlı kitabı kitabını yayımladı. Bu kitapta bulunan bir öykü nedeniyle Sıkıyönetim Mahkemesi'nce yargılanmıştı. Beraatine kadar "Medar-ı Muaşeret Motoru" adlı kitabı da toplatıldı. 1946 yılında kendisine siroz teşhisi konulana kadar yazmaya devam etti. Hastalığının kendisinde yarattığı duygusallık olgunluk dönemi yazılarında etkili olmuştu. Fakat bir süre sonra yazmaya yeniden başladı. 1951yılında yazdığı "Kayıp Aranıyor" adlı kitabı toplatıldı. 1953 yılında Amerika'daki "Mark Twain" derneğine fahri üye seçildi. 11 Mayıs 1954'te Burgazada'daki evinde sirozdan vefat etti.
Fikret Otyam, 19 Aralık 1926 yılında Aksaray'da doğmuştur. Ünlü besteci ve orkestra şefi olan ağabeyi Nedim Vasıf Otyam ve diğer ağabeyleri gibi altı yaşından itibaren babasının eczanesinde çalışmaya başlamıştır. Eczaneye gelen köylülerden dinlediği hikayeleri defterine günübirlik not etmiş, sonra bunlar 1945-1946 yıllarında İstanbul'da Gece Postası gazetesinde yayınlanmıştır. Aksaray'daki eczanelerini boyamaya gelen bir tabelacıda ilk kez samur fırça ve tüp boyaları görmüş, ve tabelacının verdiği boyalarla yaptığı ilk sergisini aylar sonra Aksaray Halk evinde açmıştır. Fotoğrafı Nedim ağabeyinden öğrenmiş, Aksaray'da arkadaşı ve resim öğretmeni ile birlikte "Foto Üç Yıldız" adlı bir fotoğrafçı dükkanı açmıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarına rastlayan lise eğitimi Ankara ve Kayseri'deki liselerde kesintilere uğrayarak geçmiştir. Resme olan ilgisi sonunda 1945 yılında girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisini 1953 'de Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde bitirmiştir.
İthaf "Pek muhterem Cemil Akçen beyefendiye hürmetlerimle 22.3.1956 M. Buyrukçu" şeklindedir. Muzaffer Buyrukçu, 1930'da Niğde'nin Fertek köyünde doğdu, bir yaşındayken ailesiyle birlikte yerleştiği dünyanın en güzel, en şair, en ressam ve en olaylı kenti olan İstanbul'da büyüdü, orda hayata atıldı. Aşçı, sütçü yamaklığı, kunduracı çıraklığı, inşaat işçiliği, frezecilik, pedalcılık, hal kâtipliği, dağıtıcılık, gazetecilik, memuriyet dahil çeşitli alanlarda çalıştı. Yaşadıklarından, yaşananlardan yeteneğine yansıyan besinlerle sanatının altyapısını oluşturdu ve 1945'den bu yana durup dinlenmeden yazdı.
İthaf "Rauf Mutluay'a özür dileyerek Şubat 1966" şeklindedir. Muzaffer Buyrukçu, 1930'da Niğde'nin Fertek köyünde doğdu, bir yaşındayken ailesiyle birlikte yerleştiği dünyanın en güzel, en şair, en ressam ve en olaylı kenti olan İstanbul'da büyüdü, orda hayata atıldı. Aşçı, sütçü yamaklığı, kunduracı çıraklığı, inşaat işçiliği, frezecilik, pedalcılık, hal kâtipliği, dağıtıcılık, gazetecilik, memuriyet dahil çeşitli alanlarda çalıştı. Yaşadıklarından, yaşananlardan yeteneğine yansıyan besinlerle sanatının altyapısını oluşturdu ve 1945'den bu yana durup dinlenmeden yazdı.
İthaf "Hikayeci Kardeşim Samim Kocagöz'e Sanat-Sevgi bağlılıkları ile 20.IV.1955 Nahit Ulvi" şeklindedir. Nahit Ulvi, Milas’ta doğdu. Ortaöğrenimini İzmir 2. Erkek Lisesi’nde, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. Ödemiş ve İzmir’de çeşitli liselerde felsefe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. İlk şiiri, İzmir’de basılan Akın Gazetesi'nde yayınlandı. Daha sonra Servetifünun-Uyanış, Yücel, Değirmen, Kovan, Varlık, Fikirler, Kaynak, Yeditepe, Türk Dili dergilerinde birçok şiiri yayınlandı. 1953’te İzmir’de bir ilki gerçekleştirdi, sesli şiir sergisi açtı. İlk şiir kitabı denemelerini İzmir’de Üç Gönül, Leyla, Irgat adlarında üç küçük broşürle gerçekleştirdi. İlk şiirlerinde tatlı bir romantizm içinde aşk temasını işledi. 1940’larda Garip akımını izleyerek yenileşirken, ulaştığı söyleşi, biçim anlayışını korudu. Toplumsal çevre içinde bireyin türlü hallerini, üstüne düşülmemiş izlenimini veren, kendiliğinden bir biçimsel titizlikle yansıttı. Evren Türküsü kitabı ile 1967 yılında Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü kazandı.
İthaf "Aziz Dostum Üstad Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya saygı ve sevgilerimle Naim Tirali 22.Mart.954" şeklindedir.Naim Tirali, Giresun'da doğdu. İlkokulu Piraziz ve Giresun'da okudu. Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yapmıştır. Öyküler yazmaya henüz lise çağlarında başlayan Naim Tirali'nin ilk öyküsünü 1943 yılında Yeşil Giresun gazetesinde, ilk kitabı Park 1948'te yayınlanmıştır. 1946 yılında Giresun'da Karadeniz Postası gazetesini çıkaran Tirali İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Hukuk doktorası için Paris'te bir yıl kalıp yurda dönmüştür. 1950'li yıllarda yayımcılıkla da ilgilenen Naim Tirali, Yenilik matbaasını kurmuş ve aynı adlı dergiyi beş yıl boyunca yayımlamıştır. 1956 yılında Vatan gazetesine girmiş , 1962'de Ahmet Emin Yalman'ın sahibi olduğu Vatan gazetesinin tüm hisselerini satın alarak gazete sahibi olarak 1975 yılına kadar Ankara ve İstanbul'da yayınını devam ettirmiştir. Tirali, 1960'ta Pulliam davasından dolayı 1959 yazı işleri müdürüyken, bir Amerikalı yazarın Adnan Menderes'i eleştiren yazısını yayımlaması nedeniyle 16 ay hapse mahkûm olup hapse girmiştir. Bu dönemde öykü kitapları Yirmibeş Kuruşa Amerika ve Aşka Kitakse'yi yayımlamıştır. 1977 yılında basın şeref kartı almıştır.
Ülkü Tamer, 1937’de Gaziantep’te doğdu. İlköğreniminden sonra, Robert Kolej’i bitirdi. İstanbul Üniversitesi’nde Gazetecilik Enstitüsü’nde okudu. Lise yıllarında şiirleri edebiyat dergilerinde yayımlanmaya başladı. İlk şiir kitabı Soğuk Otların Altında 1959’da çıktı. Şiirlerini Yanardağın Üstündeki Kuş, öykülerini Alleben Öyküleri, anılarını ise Yaşamak Hatırlamaktır adıyla bir araya getirdi. Yüzün üstünde kitap çevirdi; Edith Hamilton’dan Mitologya çevirisiyle TDK 1965 Çeviri Ödülü’nü kazandı.Ülkü Tamer, şairliği, çevirmenliği ve yayıncılığı yanında, beş yıl tiyatro oyunculuğu yaptı; en önemlisi Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı’nda Manyak Cafer rolü olmak üzere birkaç oyunda rol aldı. ONK Telif Hakları Ajansı’nda çalıştı. Milliyet ve Karacan yayınlarını yönetti; Milliyet Çocuk ve Sanat Olayı dergilerini çıkardı. Federico Fellini’nin Amarcord’u ile Zoltan Fabri’nin Macarlar’ı gibi iki önemli filmin de ithalcisi. Çeşitli gazetelerde sanat konularına değinen köşe yazıları yazdı. Ülkü Tamer, 81 yaşında Bodrum ilçesinde hayatını kaybetti.